26 Aralık 2015 Cumartesi

BOŞANMA DAVASI KESİNLEŞMEDEN BAŞKASI İLE İLŞİKİ KURAN FACEBOOKTA İLİŞKİ DURUMUNU 'NİŞANLI ' YAPAN EŞ KUSURLUDUR

BOŞANMA DAVASI KESİNLEŞMEDEN BAŞKASI İLE İLŞİKİ KURAN FACEBOOKTA İLİŞKİ DURUMUNU 'NİŞANLI ' YAPAN EŞ KUSURLUDUR

T.C.

YARGITAY

2. HUKUK DAİRESİ

E. 2012/6355

K. 2012/11122

T. 26.4.2012

DAVA : Yukarıda tarihi, konusu ve tarafları gösterilen hükmün; onanmasına dair Dairemizin 29.12.2011 gün ve 1131-24168 sayılı ilamıyla ilgili karar düzeltme isteminde bulunulmakla, evrak okundu, gereği düşünüldü;
KARAR : 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 1.10.2011 tarihinde yürürlüğe girmiş ise de, bu Kanuna 6217 sayılı Kanunla ilave edilen geçici 3. maddenin (1.) bendinde, Bölge Adliye Mahkemelerinin göreve başlama tarihine kadar, 1086 sayılı Kanunun kanun yollarına ilişkin hükümlerinin uygulanmasına devam olunacağı hükme bağlandığından, karar düzeltme talebinin incelenmesi gerekmiştir.
Mahkemece; "davalı tam kusurlu" kabul edilerek tarafların boşanmalarına karar verilmiş, davacı yararına Türk Medeni Kanununun 174/1 ve 2. maddeleri gereğince 15.000 TL. maddi ve 15.000 TL. manevi tazminata ve aylık 300 TL. yoksulluk nafakasına hükmedilmiş, davalının temyizi üzerine hüküm Yargıtay'ca 29.12.2011 tarihinde onanmıştır. Onama kararına karşı davalı süresi içinde karar düzeltme talebinde bulunmuştur.

Karar düzeltmeye ilişkin dilekçesinde, "davacı eşinin boşanma davasının devamı sırasında bir başka erkekle ilişki kurduğunu, bu suretle sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini" ileri sürmüş, bu iddiasının dayanağı olarak davalıyı bir başka erkekle birlikte gösteren ve 1 Haziran 2011 tarhinden sekiz ay önce güncellenen "facebook" isimli sosyal paylaşım sitesinden elde edilen görüntülere ilişkin belgeleri sunmuştur. Sunulan bu belgelerde davalıyı bir başka erkekle samimi olarak gösteren "M. C.K." ismiyle açılan, ilişkilerini "nişanlı" olarak tanıtan sekiz ay öncesine ait fotoğraflar olduğu görülmektedir. Bu görüntülerin sosyal paylaşım sitesine konulduğu tarih, boşanma davasının devam ettiği süre içindedir. 

Türk Medeni Kanununun 185/3. maddesinde yer alan "eşlerin sadakat" yükümlülüğü, evliliğin devamı süresince geçerlidir. Bu yükümlülük, boşanma yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar devam eder. Dolayısıyla boşanma davası sürerken de olsa, eşlerin bu yükümlülüğü ihlal eden davranışları kusur teşkil eder ve boşanmada ve boşanmanın sonuçlarında dikkate alınır. Bu bakımdan boşanma davası sırasında ortaya çıkan bu hadiseye ilişkin tarafların gösterecekleri delillerin toplanıp, diğer delillerle birlikte değerlendirilerek, tarafların kusurlarının ve boşanmanın sonuçlarının buna göre belirlenmesi gerekir. Öyleyse davalının karar düzeltme talebi yerinde olup kabulü ile Dairemizin onama kararının kaldırılmasına, davalının ileri sürdüğü hadiseye ilişkin tarafların gösterecekleri deliller toplanarak, diğer delillerle birlikte değerlendirilerek, tarafların kusur durumlarının ve boşanmanın sonuçlarının hasıl olacak sonucuna göre belirlenmesi ve buna göre karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 440-442. maddeleri gereğince davalının karar düzeltme talebinin KABULÜNE, Dairemizin 29.12.2011 tarihli 2011/1131-24168 sayılı onama kararının KALDIRILMASINA, yerel mahkeme kararının yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin ve karar düzeltme harçlarının davalıya geri verilmesine, oybirliğiyle karar verildi. 26.04.2012 (Prş.)

KOCANIN GÜVEN SARSICI HAREKETLERDE BULUNUP HAKARET ETMESİ-KADININ FACEBOOKTA BAŞKA ERKEKLERLE MESAJLAŞMASI- HER İKİ TARAFINDA KUSURLU OLDUĞUNUN KABULÜ GEREKTİĞİ


KOCANIN  GÜVEN SARSICI HAREKETLERDE BULUNUP HAKARET ETMESİ-KADININ FACEBOOKTA BAŞKA ERKEKLERLE MESAJLAŞMASI- HER İKİ TARAFINDA KUSURLU OLDUĞUNUN KABULÜ GEREKTİĞİ


YARGITAY

2. HUKUK DAİRESİ

E. 2011/21815

K. 2012/16802

T. 19.6.2012

DAVA : Taraflar arasındaki boşanma ve karşı boşanma davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm her iki dava yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : Yapılan soruşturma ve toplanan delillerden; mahkemenin de sabit kabul ettiği gibi davalı-davacı kocanın güven sarsıcı davranışlar içine girmesi, eşine hakaret etmesi ve birlik görevlerini yerine getirmemesi şeklinde gerçekleşen davranışlarına karşılık; davacı-davalı kadının da internette facebook adlı paylaşım sitesi aracılığıyla bir başka erkekle kocasının güvenini sarsacak şekilde mesajlaştığı ve görüştüğü anlaşılmaktadır. Bvacı kocanın eşine göre daha fazla kusurlu olduğunun kabulü gerekir. Duu durumda; tarafların evlilik birliği temelinden sarsılmış olup; bu sonuca ulaşılmasında her iki taraf da kusurlu olmakla birlikte, davalı-darum böyleyken, mahkemenin kusurun tamamen davalı-davacı kocada olduğuna ilişkin gerekçesinde isabet olmadığı gibi; her iki taraf da boşanma isteğiyle dava açmalarına ve davalı-davacı kocanın boşanma davası bakımından TMK 166/2 maddesindeki boşanma koşullarının gerçekleşmiş olmasına göre; boşanmaya davalı davacı kocanın davasının da kabul edilmesi suretiyle karar verilmesi gerekirken; yazılı gerekçeyle reddi de isabetsiz olmuş, bozmayı gerektirmiştir.




SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple davalı-davacı kocanın reddedilen davasına yönelik olarak BOZULMASINA, bozma sebebine göre; davalı-davacı kocanın, kadının kabul edilen boşanma davası ve fer'ilerine ilişkin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 19.06.2012 (Salı)

KOCANIN HAKARET ETMESİ- KADININ FACEBOOKTA İŞ ARKADAŞLARIYLA UYGUNSUZ GÖRÜŞTÜĞÜ İDDİASI- SADECE BEYANA GÖRE HÜKÜM VERİLEMEYECEĞİ

KOCANIN HAKARET ETMESİ- KADININ FACEBOOKTA İŞ ARKADAŞLARIYLA UYGUNSUZ GÖRÜŞTÜĞÜ İDDİASI- SADECE BEYANA GÖRE HÜKÜM VERİLEYECEĞİ

T.C.

YARGITAY

2. HUKUK DAİRESİ

E. 2014/1443

K. 2014/11754

T. 28.5.2014

DAVA : Taraflar arasındaki "boşanma" ve "karşı boşanma" davası ile davalı-karşı davacı tarafından bağımsız olarak açılan "nafaka" davasının birleştirilerek yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, taraflarca temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı-karşı davalı kocanın tüm, davalı-karşı davacı kadının ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.

2-Mahkemece; "evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında taraflar eşit kusurlu" kabul edilmiş ve buna bağlı olarak davalı-karşı davacı (kadın)'ın tazminat talepleri reddedilmiştir. Kadının kusuru olarak; "iş arkadaşlarını uygunsuz saatlerde eve kabul etmiş olması, iş hayatının tarafların evliliğini olumsuz yönde etkilemesine rağmen, davalı-karşı davacı kadının bu olumsuzlukları bertaraf edecek şekilde tedbirleri almamış olması ve kocasına hakaret etmiş bulunması" gösterilmiştir. Davalı-karşı davacı (kadın)ın "facebook" isimli sosyal paylaşım sitesinde iş ilişkisi dışında başkaları ile iletişim kurduğuna ve bu suretle kocasının güvenini sarstığına ilişkin beyanlar, davacı-karşı davalı (koca)'dan aktarılan olaylar olup, sabit görülemez. İş arkadaşlarını uygunsuz saatlerde eve kabul ettiğine ilişkin dosyada ciddi bir delil de mevcut değildir. Davalının gerçekleşen kusuru ev işlerine karşı sorumsuz ve kayıtsız olması ve tartışmaları sırasında bir kısım eşyaları kırmış bulunmasıdır. Buna karşılık davacı-karşı davalı (koca)nın eşine fiziki şiddet uyguladığı ve yakınlarını arayarak "orospu bacınızı alın götürün" dediği, toplanan delillerle gerçekleşmiştir. Gerçekleşen bu duruma göre evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında davacı-karşı davalı (koca)nın, davalı-karşı davacı (kadın)na göre daha ağır kusurlu olduğunun kabulü gerekir. Hal böyleyken tarafların eşit kusurlu sayılması ve buna bağlı olarak kadının tazminat taleplerinin reddedilmesi doğru bulunmamıştır.

SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma kapsamı dışpında kalan bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın Celal'e yükletilmesine, peşin harcın mahsubuna ve 119.00 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, temyiz peşin harcının Zennure'ye geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle 28.05.2014 tarihinde karar verildi.

KADININ SÜREKLİ FACEBOOK KULLANMASI ÖZEN YÜKÜMLÜLÜĞÜNE AYKIRILIK TEŞKİL EDECEĞİ



T.C.

YARGITAY

2. HUKUK DAİRESİ

E. 2014/19849

K. 2015/4186

T. 11.3.2015

KADININ SÜREKLİ İNTERNETE GİRMESİ VE FACEBOOK İS KULLANMASI ( Bu Şekilde Kuşku Çeken Tutum ve Davranışlarda Bulunduğu - Boşanmak İstediğini Söyleyerek Evi Terk Ettiği/Evlilik Birliğinde Eşlerin Birlikte Yaşamak ve Birliğin Mutluluğunu Elbirliğiyle Sağlamak Zorunda Olduğu/Davalı Özen Yükümlülüğüne Aykırı Davrandığından Boşanmalarına Karar Verileceği )

4721/m. 166185

ÖZET : Davalının hem mobil telefonundan, hem de bilgisayardan sürekli olarak internete girdiği vefacebook isimli sosyal paylaşım sitesini kullandığı, bu şekilde kuşku çeken tutum ve davranışlarda bulunduğu, son olarak da Almanya'ya döndükten iki gün sonra eşinden ayrılacağını, boşanmak istediğini söyleyerek evi terk ettiği anlaşılmaktadır. Evlilik birliğinde eşler, birlikte yaşamak ve birliğin mutluluğunu elbirliğiyle sağlamakla yükümlüdürler.
Davalının "eşinden boşanacağını" söyleyerek evi terk etmesi, birlikte yaşamaktan kaçınma ve zamanının çoğunu sosyal paylaşım sitesi ve internette geçirmesi, evlilik birliğinin mutluluğunu sağlama konusundaki özen yükümlülüğüne aykırı olup, diğer taraf için ortak hayatı çekilmez kılar. Taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan bırakmayacak nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Davacı, dava açmakta haklıdır. Boşanmaya karar verilmesi gerekir.

DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : Mahkemece, "... davalıya yüklenebilecek ve davacı için boşanmayı haklı gösterecek herhangi bir kusurlu hareket kanıtlanamadığı..." gerekçesiyle dava reddedilmiş, davalının internet ve facebook adlı sosyal paylaşım sitesine sıklıkla girmesi kusur olarak görülmemiş, bu durumun Almanya'da yaşayan kadın için normal olduğu yargısına varılmıştır.

Davalının hem mobil telefonundan, hem de bilgisayardan sürekli olarak internete girdiği ve facebook isimli sosyal paylaşım sitesini kullandığı, bu şekilde kuşku çeken tutum ve davranışlarda bulunduğu, son olarak da Almanya'ya döndükten iki gün sonra "T.'tan ayrılacağını, boşanmak istediğini" söyleyerek evi terk ettiği yapılan soruşturma ve toplanan delillerden anlaşılmaktadır. Evlilik birliğinde eşler, birlikte yaşamak ve birliğin mutluluğunu elbirliğiyle sağlamakla yükümlüdürler.

Davalının "eşinden boşanacağını" söyleyerek evi terk etmesi, birlikte yaşamaktan kaçınma ve zamanının çoğunu sosyal paylaşım sitesi ve internette geçirmesi, evlilik birliğinin mutluluğunu sağlama konusundaki özen yükümlülüğüne ( TMK. md.185/2 ) aykırı olup, diğer taraf için ortak hayatı çekilmez kılar.

Gerçekleşen bu duruma göre, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan bırakmayacak nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Olayların akışı karşısında davacı, dava açmakta haklıdır. Bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, boşanmaya ( TMK.md.166/1 ) karar verilecek yerde, yetersiz gerekçe ile davanın reddi doğru bulunmamıştır.

SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istenmesi halinde yatırana iadesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle, 11.03.2015 tarihinde karar verildi.

8 Aralık 2015 Salı

UYUŞTURUCU TİCARETİ(ETKİN PİŞMANLIK HÜKÜMLERİNİN DEĞERLENDİRİLMEMESİ)

TÜRK MİLLETİ ADINA VERİLEN YARGITAY KARARI T.C. YARGITAY 10. Ceza Dairesi Esas No: 2015/4822 Karar No: 2015/32641 Tebliğname No: 10 - 2015/288783 İNCELENEN KARARLA İLGİLİ BİLGİLER Suç Tarihi : 26/03/2015 Hüküm : Mahkûmiyet Temyiz Eden : Sanık ve müdafii Tebliğnamedeki Düşünce : Bozma Dosya incelendi. GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Sanık kovuşturma aşamasında, yakalama tutanağının doğru olmadığını, suç konusu esrarı olay günü bizzat karakola götürüp teslim ettiğini ve satıcı olduğunu söylediğini, tutanakta yazıldığı şekilde yakalanmadığını savunmuş; olayla ilgili 26.03.2015 tarihli tutanakta ise, şüphe üzerine durdurulan sanığın elindeki poşetin kontrol edildiği ve içinde hint keneviri bitki kırıntısı olduğunun anlaşıldığı ve sanığın poşeti teslim ettiği belirtilmiş olduğundan; 1- Sözü edilen tutanakta imzaları bulunanlardan, vicdanî kanı oluşturacak sayıdaki kolluk görevlilerinin tanık olarak dinlenmesi ve kendilerinden suç konusu esrarı sanığın elindeki poşeti açarak mı bulduklarının, yoksa sanığın mı doğrudan gelip teslim ettiğinin sorulması, 2- Suç konusu esrar; a) Tutanakta belirtildiği gibi, kolluk görevlilerince sanığın elindeki poşet açılarak ele geçirilmiş ise, sanığın üzerinin aranması konusunda arama kararı olup olmadığının araştırılması ve varsa aslı veya onaylı bir örneğinin getirtilerek duruşmada okunup tartışılmasının sağlanması, b) Arama kararı üzerine sanığın elindeki poşette yapılan arama sonucu ele geçirilmiş ise,kullanma sınırları içindeki 93,5 gramdan ibaret esrarı satmak için bulundurduğunu söyleyerek uyuşturucu madde ticareti yapma suçunun ortaya çıkmasına yardım eden sanık hakkında etkin pişmanlıkla ilgili TCK'nın 192. maddesinin 3. fıkrasının uygulanıp uygulanmayacağının; sanığın savunmasında belirttiği gibi, görevlilerin bilgilerinin bulunmadığı aşamada, sanık karakola gelerek esrarı teslim etmiş ise, TCK'nın 192. maddesinin 1. fıkrasında öngörülen etkin pişmanlık hükmünün uygulanıp uygulanmayacağının tartışılması, Sonucuna göre tüm deliller birlikte değerlendirilerek sanığın hukukî durumunun belirlenmesi gerekirken, eksik araştırma ile hüküm kurulması,E ykırı, sanık ve müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, diğer yönleri incelenmeksizin hükmün BOZULMASINA; bozma nedenlerine göre sanığın
SALIVERİLMESİNE, başka suçtan hükümlü veya tutuklu olmadığı takdirde serbest bırakılmasının sağlanması için ilgili Cumhuriyet Başsavcılığı'na yazı yazılmasına; Üye Hüsnü Uğurlu'nun bozma yönünden değişik gerekçesi ve oybirliğiyle, salıverme yönündenise karşı oyu ve oyçokluğuyla, 23.10.2015 tarihinde karar verildi.
DEĞİŞİK GEREKÇE - KARŞI OY 26.03.2015 tarihli olay tutanağında, durumundan şüphelenilen sanığın elindeki turuncu renkli poşeti saklamaya çalışması üzerine durdurulduğu, poşet kontrol edildiğinde içerisinde hint keneviri kırıtılarının olduğunun anlaşıldığı ve sanığın rızası ile uyuşturucu maddeyi teslim ettiği yazılı olup sanık kolluk tarafından alınan ilk ifadesinde de polislerin sorması üzerine, elindeki poşet içerisinde bulunan esrarı rızası ile görevlilere teslim ettiğini belirtmektedir.
Şüphe üzerine durdurulan sanığın, üzerindeki uyuşturucu maddeleri rızası ile çıkarıp
görevlilere vermesi, yere atması, elindeki poşet veya paketi alın bakın diye rızaen vermesi gibi durumlarda arama kararı olmasa bile, elde edilen delil hukuka uygun olduğundan; öncelikle, sanığın elindeki poşetin kontrolüne rıza gösterip göstermediği, poşeti rızası ile teslim edip etmediği, kontrol öncesi poşetin içerisinde esrar olduğunu söyleyip söylemediği ve poşeti almak için zor kulanılıp kullanılmadığı hususlarının açıklığa kavuşturulması için olay sırasında sanıkla bizzat muhatap olan tutanak düzenleyicilerinin tanık olarak dinlenmesi gerektiği değişik gerekçesi ile bozma kararına katılıyorum. Ancak, esas yönünden bir incelemeyapılmadığı ve tutuklama koşullarında bir değişiklik olmadığı halde bu aşamada tahliye kararı verilmesini uygun görmediğimden, tahliye yönündeki çoğunluk kararına iştirak etmiyorum. 23.10.2015